Marie Antoinette


Haber bülteni üyeliği



Ziyaret Bilgileri

[ Cum, 29 Mar 2024 ]
Toplam 2 ziyaret
2 benzersiz ziyaretçi

marie-antoinette » Cumhuriyetçi bir monarşi

Marie Antoinette, uzlaşma ihtimali konusunda devrimin başından beri şüpheciydi. Buna rağmen, krizin barışçıl yöntemlerle aşılması konusundaki umudunu da yitirmemişti. Antoine Barnave gibi bazı cumhuriyetçiler kraliçenin düştüğü kötü duruma üzülüyor, bir çoğu da asaletine hayranlık duyuyordu. Kraliçenin pek değer vermediği Mirabeau kontu, birçok kişiye, kraliçenin cesaretinden ve "erkek gibi" güçlü karakterinden etkilendiğini söylemişti.

Normal hayata dönebilmek için, Tuileries'e hayır kurumlarının temsilcilerini davet etmeye başladı ve Paris'in yoksul çocuklarının acılarını dindirebilmek için yaptığı bağış ve himayelerine devam etti. Ayrıca çocuklarıyla, özellikle de "Benim sevgili lahanam" diye hitap ettiği döfenle (veliaht prens) daha fazla vakit geçirmeye başladı.

Halk arasında kraliçeye duyulan öfke öylesine güçlüydü ki, öz kızının komünyonuna kılık değiştirerek katılmak zorunda kalmıştı. Geleneksel olarak prensese, bu ilk komünyonunda muhteşem bir elmas takı seti armağan edilirdi ancak kral XVI. Louis ve Marie Antoinette, "halkı ekmeksiz bırakmaktansa, prensesi elmassız bırakmak yeğdir" diye düşündüler.

Bu arada Milli Asamble, Fransa'yı anayasal monarşiye dönüştürecek anayasayı hazırlıyordu. Marie Antoinette, Milli Asamble'nin seçkin üyelerinden biri olan ve kraliyet otoritesini yeniden güçlendirmeyi arzulayan Mirabeau kontu ile gizli görüşmeler yapıldığının farkına vardı. Mirabeau kontuna olan güvensizliği, kralın, onun tavsiyelerini dinlemesine engel oldu. Rus çariçesi II. Katerina Marie Antoinette'e, halkın şikâyetlerine kulak tıkamasını öğütleyen bir mektup yazdı ve mektubunda"İt ürür, kervan yürür" dedi. Kralın kızkardeşi Elisabeth, yeni düzenden duyduğu hoşnutsuzluğu dile getirmekten çekinmiyordu. Sürgündeki kardeşi kont d'Artois gibi o da Fransız Devrimi'nden çok çekiniyor, iç savaşın kaçınılmaz olduğunu öngörüyordu.

Kraliyet ailesi 14 Temmuz'da, istemeyerek de olsa Bastille'in düşüşünün yıldönümü kutlamalarına katıldı. Kraliçe, "Zulüm ve acıya dair herşey" diye tarif ettiği kutlamalara katılmak zorunda kaldı. Kralın liberal kuzeni Orleans dükü Philip Egalité İngiltere'den döndü ve halka açık bir şekilde devrimcileri desteklediğini açıkladı. Marie Antoinette'ten nefret ediyordu. Kraliçe de onun devrimi kullanarak tacı ele geçirmeye çalıştığını düşünüyordu. Aşırı kralcılar, Versay kuşatmasını, Marie Antoinette'i astırabilmek için onun organize ettiğini fısıldaşıyorlardı. Dük Paris halkından aşırı bir destek ve sevgi gördü. Ancak dükün İskoçyalı metresiGrace Elliot gizli bir kralcıydı ve sonradan Belçika'ya kraliçe adına özel görevle gittiğini kabul edecekti. Kralın sürgündeki başbakanı gibi davranan Breteuil baronuna kralın ve Marie Antoinette'in mesajlarını taşımıştı. Kral kronik halsizlikten ve periyodik depresyondan muzdaripti. Kraliçenin resmî evraklarda sahtecilik yaptığına ve Kralın mührünü kullanarak Breteuil baronu ile yazıştığına dair yaygın bir kanı vardır.

Saray ve devrimciler arasındaki uzlaşma ümidi, 1790'da Ruhban Sınıfının Medeni Kanunu'nun yayımlanması ile iyice soluklaştı. Bu belge, Roma Katolik Kilisesi'nin tarih boyunca süregelen uygulamaları ve ayrıcalıklarına cumhuriyetçi bir saldırı niteliği taşıyordu. Marie Antoinette bu haberi işittiğinde Tourzel markizine, "Kilise, kilise... Sırada biz varız" dedi.

1791'e gelindiğinde kral ve kraliçe, ihtilalin Fransa'yı tamamen yokedeceğine kanaat getirmişlerdi. Doğu Fransa'da monarşistlerin kalesi durumundaki Montmédy'ye kaçmaya karar verdiler. Orada taraftarlarını ve dış destekçilerini organize edeceklerdi. Kutsal Roma İmparatoru II. Leopold, Rus Çariçesi II. Katerina, İsviçre KralıIII. Gustav ve Prusya Kralı II. Frederick William askeri yardım sözü vermişlerdi. Eğer kaçarlarsa, ihtilalcilerle anlaşmaya da varabilirlerdi, ama şu anki durumda, güç kullanmaktan başka çare yoktu.

Kraliyet ailesinin kaçış teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlandı. Varennes kasabasında at arabasının atları değiştirilirken cumhuriyetçiler kralı paraların üzerindeki resimlerinden tanıdılar. Tuileries Sarayı'na geri götürüldüler. Bundan sonra Kral ve kraliyet ailesinin tamamı devrim'in düşmanı ilan edildi.

Marie Antoinette, sarayın hızla kan kaybedişini durdurmak için Asamble içerisindeki anayasal monarşist kesimin lideri durumundaki Antoine Barnave ile gizlice görüşmeye başladı. Barnave, kralı Eylül 1791'de yeni anayasayı alenen kabul etmesi konusunda ikna etti ama kraliçe, Barnave'nin bu çabalarını, kardeşi Kutsal Roma İmparatoru II. Leopold'u Fransa'ya ihtilal karşıtı bir haçlı seferi başlatması konusunda sıkıştırarak baltaladı.

Kral ve kraliçe, kraliçenin akrabalarının yönettiği Avusturya Fransa'yı hemen işgal eder ve isyanları bastırırsa monarşi yeniden kurulur diye umuyorlardı ancak sonuç felaket oldu. Fransa'yı işgal eden Avusturya-Prusya ordusunun komutanı Brunswick dükü Karl Wilhelm Ferdinand, kraliyet ailesine en ufak bir zarar gelirseParis'i yakıp yıkacağını belirten bir manifesto yayınladı. Devrimcilerin buna tepkisi çok çabuk ve zalimce oldu. Saraya duydukları öfke ve nefret bir kat daha arttı ve ilk iş olarak Tuileries'e saldırdılar (10 Ağustos 1792)

Marie Antoinette gerekirse tek başına asilerin karşısına çıkmaya karar verdi. Hizmetkârları, hiç olmazsa çocuklarının hatırına kaçması için yalvardılar. Kraliçe gönülsüz olarak sarayı terketti ve Milli Asamble'nin merkezi olan saraya yerleşti. Kraliyet ailesi Tuileries'i terkettikten sonra saraya ulaşan asiler, sarayın İsviçreli Muhafızları'nı katlettiler. Tuileries Valisi Markiz Champcenetz, devrimciler tarafından idama mahkûm edildi ancak Grace Elliot'un yardımıyla, ağır yaralı olarak kaçmayı başardı.

XVI. Louis 13 Ağustos'ta cumhuriyetçiler tarafından tutuklandı ve yaklaşık bir ay sonra, 21 Eylül'de Milli Kongre monarşiyi feshetti. Kraliyet ailesi, çocuklar ve Prenses Elisabeth de dahil olmak üzere Paris'teki Tapınak Kalesi'nde hapsedildi. Kraliyet yanlıları tarafından kaçırılmamaları için çok sıkı güvenlik önlemleri alındı.

Kraliyet ailesinin hapsedilmesinin ardından Paris şiddetin merkezi hâline geldi. Asiler hapishaneleri işgal ettiler ve kraliyet yanlısı olduğundan şüphelendikleri herkesi katlettiler. Marie Antoinette'in çok sevdiği arkadaşı Prenses Lamballe yakalandı ve kraliçeye bağlılık yemininden vazgeçmesi istendi. Reddedince, kafasına çekiçle defalarca vurularak katledildi. Bazı kaynaklara göre, parçalanıp kafası kazığa geçirildi ve Marie Antoinette'in penceresi önüne getirildi. Bu korkunç manzarayı gören Marie Antoinette fenalık geçirerek bayıldı. Ancak otoriteler, Prenses Lamballe'in cesedi kendilerine getirildiğinde giyinik ve tek parça halinde olduğunu belirtmişlerdir.

Louis, 11 Aralık'ta vatana ihanet suçuyla yargılandı. 17 Ocak'ta ölüm cezasına çarptırıldı. Ölüm cezası yönünde oy kullananlardan birisi de Orleans dükü idi. Devrik krala ailesi ile son kez yemek yemesi için izin verildi. Louis henüz çocuk yaştaki oğlunu öç almaması için tembihledi. Marie Antoinette, yemekten sonraki birkaç saati kocasına ve oğluna sarılmış vaziyette geçirdi. Elisabeth abisine sarılırken Marie Antoinette histerik bir şekilde ağlıyordu. Louis ertesi gün giyotinle idam edildi. Kalabalığın tezahüratlarını duyan Marie Antoinette olduğu yere yığıldı ve uzun süre konuşamadı.


Bu sayfaya henüz yorum yazılmadı.





Editör Bilgileri

Editör


Editöre Ulaşın

En Son Güncellenenler

ikinci-jeanpaul
freebsd
apiterapi
aramamotorlari
uyku
kazimkoyuncu
peyzaj

Uzerine.com Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa | Gizlilik Sözleşmesi | Üye Girişi